Yüzde 17’lik oranı ile e-ticarette en çok işlem hacmine sahip sektörler arasında dördüncü sırada yer alan gıda sektörü, hem gıda perakendecileri hem de bağımsız girişimciler için önemli fırsatlar vaat ediyor. Rakamlara bakıldığında ABD’ye kıyasla Türkiye’nin henüz emekleme aşamasında olduğunu söyleyen Inveon Yönetici Ortağı Yomi Kastro, bu geride kalma durumunun önemli fırsatlara işaret ettiğini vurguluyor.
Türkiye’de her yıl yaklaşık yüzde 50 büyüme hacmine sahip olan e-ticaret sektörü, içinde barındırdığı fırsatlarla her sektörden yatırımcıların ilgisini çekiyor. Yüzde 17’lik oranı ile e-ticarette en çok işlem hacmine sahip sektörler arasında dördüncü sırada yer online gıda sektörü, önemli bir büyüme potansiyeli vaat ediyor.
E-ticarete yeni başlayan ya da mevcut sistem veya stratejilerini güçlendirmek isteyen firmalara geniş kapsamlı bir servis modeli sunan Inveon’un Yönetici Ortağı Yomi Kastro, küresel çapta online gıda perakendeciliği sektörünün tahmini büyüklüğünün 23 milyar dolar düzeyinde olduğunu belirterek, “Bu rakamın 9 milyar doları ABD’den ve bir o kadarı da İngiltere’den geliyor. 2014’e kadar sanal market pazarında yüzde 50’lik bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. Dünyanın en büyük perakendecilerine bakıldığında, sanal marketin en kuvvetli oyuncusunun geçtiğimiz yılki cirosunun yaklaşık yüzde 4’ünün online kanaldan geldiğini görüyoruz. Türkiye’deki sanal market cirolarında ise bu oran yüzde yarımın bile altında” diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye’nin sanal market penetrasyonunda 1’e 10’luk bir geride kalma durumunun söz konusu olduğunu kaydeden Kastro, “Bu durum, aslında sektörün önemli fırsatlar barındırdığını da gösteriyor. Doğru bir pozisyonlanma ile büyüme vaat eden bu pazarda etkin bir konuma gelinebilir” dedi.
“Kırılma noktalarını fark edenler kazanacak”
Birkaç yıl önce Güney Kore pazarına giren ABD’li bir perakende devinin oldukça oluşturucu bir uygulama sayesinde mağaza sayısını artırmadan pazar lideri olunabileceğini gösterdiğini söyleyen Kastro, “Şirket, metro istasyonlarına kurduğu, cep telefonundan alışveriş yapmayı sağlayan sanal market uygulaması ile kısa sürede pazar lideri olmayı başardı. Bir takım sektörlerde kırılma noktalarının öneminin farkında olmak gerekiyor. Kırılma noktasından uzak bir dönemdeyseniz, pazarda çok büyük değişiklikler veya sektör liderleri açısından herhangi bir risk söz konusu olmayacaktır. Bu noktada e-ticaretin, tüm perakende sektörü için bir kırılma noktası olduğunu söyleyebiliriz. Buradaki fırsatları doğru değerlendiren, kırılma noktalarını iyi kullanan şirketlerin pazar paylarında önemli değişimler kaçınılmaz olacaktır. Bir iki sene zarfında, sektörde altıncı yedinci sıralardaki şirketlerin birinci olabileceğini ya da üst sıradakilerin aşağılara kayabileceğini söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Bu nedenle kırılma noktalarının farkında olmak, bunları lehinize çevirmek veya liderlik pozisyonunu kuvvetlendirmek büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
“Kapıda ödeme sistemi yaygınlaşacak”
Gerek sanal market gerekse bağımsız girişimler olsun, gıda sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın e-ticaret operasyonunda ‘olmazsa olmaz’ olarak adlandırılabilecek kritik süreçlerin e-ticaret platformu, dijital pazarlama, lojistiğe bağlı stratejiler ve tedarik kuvveti şeklinde sıralandığına dikkat çeken Kastro, “E-ticaret platformunun ödeme sistemleri ile entegrasyonu büyük önem taşıyor. Promosyon altyapınızı, bonus verebilme, belli gruplara kampanya yapabilme ya da önümüzdeki dönemlerde daha yaygın göreceğimiz kapıda ödeme gibi stratejilerinizi destekler olması gerekiyor. Sektör genelinde kapıda ödeme sisteminin kullanımı çok yaygın olmasa da, gıdaya yönelik operasyonlarda bu sistemin kullanılması neredeyse zorunludur diyebiliriz. Düzgün çalışan, yüksek trafik geldiğinde ayakta kalmayı başarabilen bir e-ticaret altyapınızın olması ve esnek bir şekilde, istediğiniz amaç yönünde bükülebiliyor olması gerekiyor. E-ticaret operasyonların önemli bir kısmının başarısızlığı, lojistiğin yeterince ölçeklenebilir düşünülmemesinden kaynaklanıyor. Bu bağlamda, çok net bir lojistik adaptasyon planına sahip olmak da son derece önemli” dedi.
Müşteri ilişkileri operasyonlarında kritik noktanın müşteri kazanmaktan çok, müşteriyi sadık tutmak olduğuna değinen Kastro, “Konvansiyonel mağazacılıkta uygulanan müşteri ilişkileri yönetimi yaklaşımları e-ticaret için yeterli değil. Buradaki sadakati yakalamak için farklı ve yeni uygulamalara ihtiyaç duyuluyor. Bir müşteri, sunulan hizmetten memnun olmasa bile, sadece konum olarak kendisine yakın olduğu için bir mağazayı tercih edebilir. Ancak e-ticarette, mutsuz müşterinin rakip siteye yönelmesi yalnızca birkaç saniye alır ve o müşteri kaybedilmiş sayılır” diye konuştu.
Son Yorumlar